Boşanma Davası ve Uygulamadaki Görünümleri
- Av.Yavuz Can İKİOK
- 22 Tem 2020
- 2 dakikada okunur

Aile Hukukunda miras davalarıyla beraber karşımıza en çok çıkan bir diğer dava çeşidi boşanma davalarıdır. Uygulamada anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma olarak ikiye ayrılan boşanma davalarının mahiyeti evlilik birliğinin süresi, tarafların uzlaşıp uzlaşamaması vb. birçok husus göz önüne alınarak değerlendirilmektedir.

Her iki tür boşanma davası da Aile Mahkemesi’nde açılır. Boşanmak isteyen taraflardan herhangi biri boşanma davasını avukatsız olarak kendisi de açabilir.
Çekişmeli boşanma davasına bakmaya yetkili mahkemeler Türk Medeni Kanunu'nun 168.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre çekişmeli boşanma davası:
Davacı tarafın yerleşim yeri aile mahkemesinde,
Davalı tarafın yerleşim yeri aile mahkemesinde,
Boşanmak isteyen eşlerin son 6 aydan beri birlikte ikamet ettikleri yerdeki aile mahkemesinde açılabilir.
Medeni Kanunumuza göre boşanma davası açma sebepleri şunlardır:
Zina
Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
Terk
Akıl Hastalığı
Evlilik Birliğinin Sarsılması
Yukarıda sayılı sebeplerden uygulamada en çok görülenler ise zina ve evlilik birliğinin sarsılmasına dayanan çekişmeli boşanma davalarıdır.
Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı ise yoktur.
Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu durum uygulamada Anlaşmalı Boşanma olrak adlandırılır. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.
Anlaşmalı boşanma davasında tarafların ikametgahının bir önemi yoktur. Taraflar aralarında anlaşarak üzerinde mutabık kaldıkları bir adliyenin aile mahkemesinde, eğer bulundukları yerde aile mahkemesi yok ise asliye hukuk mahkemesinde anlaşmalı boşanma davası açabilirler. Burada en önemli unsur anlaşmalı boşanma protokolüdür. Aile mahkemesi nihai kararını verirken tarafların hazırladığı anlaşmalı boşanma protokolünü kararına esas alacaktır.
Çekişmeli boşanma davasında uygulanan birçok usul anlaşmalı boşanma davasında uygulanmaz. Tebligat gönderme, ön inceleme aşaması gibi aşamalar geçilerek doğrudan duruşma günü verilir ve sonuç odaklı bir yargılamanın önü açılır. İki tarafın da imzaladığı protokol aile mahkemesi hakimi tarafından duruşmada onaylanır ve böylece boşanma kararı verilmiş olur.
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.
Av.Yavuz Can İKİOK



Yorumlar